Saturday, November 6, 2010

2008 – 2009 Küresel Krizi Üzerine


Krizin mevcut sistemin içinde olduğunu söylemek gerektiğine inanıyorum. Hatta bu durum birçok ikitsatçı tarafından kabul edilmiş ve iktisat kitaplarında konjektürel dalgalanmalar olarak geçmiştir. bu dalgalanmalar bazı iktisatçılara göre 10 - 15 senede bazılarına göre ise 40 ile 60 senede tekrar etmektedir. Bir grafiğin dalgalanmalarını düşünün ki, hiçbir şey bilmeden ekonomik verilerin grafiklerine bakarsak sürekli inişler ve çıkışlar görülür. Piyasa ekonomisi için de bu durum düşünülmektedir yani her inişin bir çıkışı ve her çıkışın bir inişi vardır. Bu sebeple hükümetler ekonomiye müdahale ederek istikrarlı bir büyüme oranı sağlamaya çalışırlar.

2008-2009 yıllarında yoğun bir şekilde yaşanan kriz ne ilk ne de sondur. Daha önce birçok kriz olmuş ve gelecekte de olaçağından eminim. Fakat her kriz bir birinden farklı sebeplerle ortaya çıkmaktadır ve daha önce göz önüne alınmayan değişkenler genelde krizlere sebep olmaktadır, çünkü ekonomik birimler daha önceki hatalarından ders alarak bir daha tekrar etmemeye çalışırlar fakat her zaman bir değişken kontrol dışı hareket edebilir.

Şimdi küresel krizin nedenlerine gelelim. Küresel krizin Amerikan konut piyasasında başlayarak, tüm dünyadaki reel sektöre kadar yayıldığı bilinmektedir. Bu durum balon fiyatların palması ile ortaya çıktığı söylemmektedir ve doğrudur. Balon fiyat tanımı için iktisatçılar tam olarak anlaşmasada reel fiyatının çok üstüne çıkan fiyat olarak tanımlanabilir. Bir fiyat her zaman bir reel değeri vardır fakat arz ve talepteki dengesizlikler fiyatları reel değerlerin üstünde ve altında gösterebilmektedir. İşte konut piyasasında da aynı olay yaşanmaya başladı konut fiyatları artış eğilimindeydi, insanlar daha fazla ev alarak iyi bir yatırım yaptıklarını düşünmekteydiler. Kredi veren kuruluşlarda risk yönetimi açısından riskli olan krediler vermeye başladılar, nede olsa konutu teminat olarak almaktaydılar, eğer kredi ödenmezse konut satışı ile kredi kurtarılmış olurdu. Ayrıca bu kuruluşlar verdikleri kredileri daha likit hale getirmek için türev araçlarla kredileri başka yatırımcılara satmaya başladılar bu yatırımcılar dünyanın her yanından büyük fon yöneticileriydi ve böylece tüm finansal piyasalar birbirine bağlanmış oldu. Fakat risk yöneticileri fiyat artışlarına arzın cevap vererek tekrar fiyatları reel seviyesine doğru çekeceğini göz önüne almadılar. Fiyatların hızlı bir şekilde düşmeye başlaması ve kötü kredilerin dönmemesi ve evlerin satıldığı fiyattan daha düşük fiyatlara satılması, zararların aratmasına ve iflasların başlamasına sebep oldu. Türev araçlar sayesinde kimin ne kadar risk aldığı bilinmemesi ve tüm dünya finansal sistemin birbirine bağlanması ilk önce finansal sistemde daha sonra reel sektörde kriz yarattı.

2007 yılında bankalar ve finans kuruluşları yüksek riskli kredilerin büyük kısmının geri dönmediği açıklıyor ve merkez bankalarından likidite talebinde bulunuyorlar. Merkez bankaları likiditeyi arıttırıyor ve kurtarma planlarının uygulanmaya başlanılması iflasları ve ekonomik büyümenin düşmesini engelleyemiyor. Kurtarma planları beklentileri daha da aşya çekmeye başlıyor, beklentiler kötüleştikçe talep daralıyor. Beklentilerin kötüleşmesi gelişmekte olan ülkelere yatırımın azalmasına ve dolayısıyla bu ülkelerde de ekonomik küçülmeye sebep oluyor.

Bundan sonrası ekonomiyi kalkındırmak içi birçok para sürülüyor hatta bu piyasaya sürülen paraların çok fazla olduğundan ileride büyük enflasyonlara sebep olacağını savunan iktisatçılarda var. Şu sıralar PIGS ülkeleri dışında Avrupa ve Amerika'da olumlu bir izlenim başlıyor ve ekonominin yavaş yavaş toparlandığı konusunda bir izlenim başlıyor.

Benim bu yazıda vurgulamak istediğim önemli bir noktada; bu kriz ne ilk ne de son olduğu, bu krizden ders çıkaracağız ama ileride kriz bizi beklenmedik bir yerden gene yakalayacak.

No comments:

Post a Comment